Elif Şafak – Pinhan

2009 yılının sonlarına doğru Elif Şafak’ın AŞK romanını okumuştum. Uzun zamandan sonra ilk kez okuduğum ve etkilendiğim bir kitaptı. Kitaptaki tasvirler, anlatım ve konu iyi senaryolu bol ödüllü bir film gibiydi. Anlatılan herşey gözünüzün önünde canlanan gerçek olaylar gibiydi.

AŞK kitabının etkisiyle Elif Şafak’ın ilk kitabı olan Pinhan’ı da satın aldım. Yazarın son kitabını beğendim ilk kitabını da beğenirsem aradaki kitaplarını okurum diye düşünmüştüm.

Düşündüğüm gibi olmadı. İlk ve son kitap arasında dağlar kadar fark varmış. Kitabın ilk 75-80 sayfasında ne okuduğuma dair tek bir cümle dahi aklımda kalmadı. Sonra konu biraz açıldı. Kitabın ortalarına doğru konu kendini gösterdi. Ama final, başladığı gibi.

Kitapta bol bol ikilime var. Bir an kendinizi ÖSS için ikileme konusu çalışan öğrenci bile sanabilirsiniz. Kişilerin tasvirleri uzun uzun yapılmış. Bir kişinin adı geçti mi, alt paragrafta o kişinin fiziki, ruhani özellikleri uzun uzun yazılmış.

Pinhan’da bir de sonucu belirtilmemiş Nevrez kızın hikayesi var. Bu kız kitabın bir yerinde kayboldu, gitti. Kitaptaki en güzel hikayelerden biriydi ama sonu gelmedi.

Özetle; Elif Şafak’ın kitaplarını merak ediyorsanız Pinhan ile başlamayın, AŞK’ı okuyun ve yeni yazacağı kitapları bekleyin.