Makine Mühendisi Günlüğü
Tahtadan araba Ardeşen yöresine ait gelenektir. Her erkek çocuğunun gelişiminde büyük bir öneme sahiptir. Tahtadan araba ile ağacı işlemeyi öğrenir, el yeteneğini geliştirir, yarışırken düşer kolunu bacağını kırar, yaralar, sorunlarına çözüm üretmeyi öğrenir.
Tahtadan araba geleneği izleyeceğiniz videodaki devlet adamlarının söylediği gibi bilgisayarın yaygınlaşmasıyla birlikte unutulmaya başlandı. Köylerimizde tahtadan araba ile yokuş aşağı akıp giden çocuk yok gibi. Ardeşen ilçesine bağlı Tunca Beldesi geçen sene nerden aklına geldiyse tahtadan araba geleneğinin yok olmasını önlemek, bayramlarda halkın kaynaşabilmesini sağlamak amacıyla bir tahtadan araba yarışması tertip etti. Geçen seneki yarışlar neredeyse tüm ulusal TV kanallarının ana haberlerinde gösterildi. Lazca esprilerle dolu videolar Facebook gibi ortamlarda binlerce kez izlendi. Geçen seneki başarılı organizasyon bu senekinin daha büyük bir katılımın, daha ince fikirlerin yer aldığı bir turnuvaya ön ayak oldu.
Tahtadan araba hakkında şunları söyleyebilirim. Ardeşen’de elinden ağaç ürünlerini işleyebilme yeteneği gelmeyen insan yok gibidir. Vakti zamanında taka yapmaktan günümüzdeki mobilyacılığa kadar her iş elden gelir. Tahtadan araba ise bu yeteneğin eğlence kısmıdır. Araç en basit şekilde şöyle imal edilir: 5×150 cm’lik ana bir gövde üzerine oturacak yer, dingil ve yönlendirme tertibatı monte edilir. En zorlu ve sorun veren parça tekerleklerdir. Düzgün ve sağlam olduğu düşünülen 20 cm çaplı bir ağaçtan 4-5 cm’lik kesitler alınır. Ortası delinerek araca monte edilir. Tekerlekler çok sık kırılır, çatlar. Buna çözüm olarak ise ayağa giyilen kara lastiktir. Eski kara lastikler tekerleği çevreleyecek şekilde kesilir. Bir yapıştırıcı veya çivi ile tekerleklere sarılır. Kara lastiklerin alt kısmı traktör lastiğinin dişlisini andırdığından araca orijinal bir hava katar. Böylece tekerleklerin çatlama durumu kaldırılır ayrıca ses yapması da önlenir. Bundan sonra olaya modifiye girer. Evet modifiye’yi icad edenlerde Japonlar değil biziz aslında. 🙂
Gel gelelim aracın çalışma prensibine. Tek ihtiyaç duyulan şey yokuştur. Atalarımızın tercihi olsa gerek Ardeşen’in köyleri hep dik yamaçlara kurulmuştur. Sürücü aracına oturur ayaklarını yoldan çeker, böylece kontakt açılmış araç harekete geçmiştir. Araç fiziğin potantisyel enerjinin kinetiğe dönüşümü prensiplerine göre hızlanarak limit hıza ulaşıncaya dek hızlanır. Tekerleklerinin durumuna göre virajların dönülme biçimi değişir. Viraj içi, drift, normal. Drift’i de yine Japnların Lazların bulduğunu gururla söylemeliyim. Daha gerçek arabalar icad edilmeden biz modifiyeli arabalarımızla drift yapıyorduk… Genellikle tekerleklerini lastikle çevrelemenler şarampole yuvarlanır. Benzer şekilde yolu çıkan gerçek bir araç karşınıza çıkarsa dikliğin durumuna göre 4 farklı alternatifiniz vardır. Bunlar sırasıyla: şarampole yuvarlanma, karşı yönden gelen aracın altına girme, yolun diğer yanındaki yamaca tırmanma ve son olarak ayaklar ile durma…
Velhasıl kelâm. Böyle bir kültürel değerimizin unutulmaya başlanmışken bu şekilde gündeme getiren, popülerlik katan, emeği geçen herkese tebrikler. Bu arada Formulaz ismini düşünen de tebrikler. Aslında Formula’yı da biz çıkarmış olabiliriz. 😛
MERHABA ÖNCELİKLE BU YAZINIZI ÇOK BEĞENDİĞİMÖİ SÖYLEYEREKTEN BAŞLAMAK İSYİTYORUM. FORMULAZIN MUCİTİ BENİM İLK FİKİR BENDEN ÇIKIP ARKADAŞLARIMIN DALGA GEÇMESİYLE BAŞLAMIŞ VE OLAYIN BURAYA GELMESİNİ SAĞLAMIŞ BİRİ OLARAK BEN KENDİMDEN GURUR DUYUYORUM SENEYE ÇOK DAHA YENI FİKİRLER VE ÇALIŞMALARIMIZ VAR …
Merhaba Murat Bey,
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Bölgemize bir eğlence, bir heyecan getirdiğiniz için teşekkür ederim. Umarım bu etkinliğin uzun yıllar devam etmesini sağlarsınız.
Teşekkürler.